Sevgili Arkadaşlar,
Bilim insanı, bıkmadan usanmadan, uçsuz bucaksız derinliklere uzanmaya çalışan; ulaştığı bilgiyi yalnızca geçici bir süre için güvenilir bilgi olarak kabul eden, bununla da yetinmeyip hep daha fazlasını arayan değer üretmeye odaklanan insandır.
Günümüzde bilgiyi birilerinin kontrolünde tutmak her geçen gün zorlaşmakta bu çerçevede bilgi uluslararası bir nitelik kazanmaktadır. Ülkemizin ve insanlığın refahının artmasın da etkin olmak istiyorsak dünyadaki değişime ayak uydurmak hatta çok daha önemlisi değer üretmek zorundayız.
Değer üretirken, değişim ve gelişimi takip ederken de toplum olarak inanç ve kültürümüzün temel ilkelerini korumamız mümkündür. Farklı olanı iyi olanı verimli olanı almak verimsizleri terk etmek gereği açıktır. Bunu yaparken de geçmişin eksiklikleri, başarısızlıkları ve hatalarını dikkatimizden kaçırmamalıyız. Bilimin gelişmesiyle sosyal gelişmeler arasında sıkı bir ilişki vardır. Ekonomi, çevre kültür, sosyal ve siyasi konularda tartışmaların yoğun olması yaşanılan ülkenin sağlıklı olmasına delil olarak değerlendirilebilir.
Dijitalleşme, endüstri devriminin dördüncü safhası olarak tanımlanıyor. Son yıllarda yaşamın her alanına girmiş olan dijital teknoloji tüm sektörler üzerinde çok derin ve geniş bir dönüşüm etkisine sahiptir. Bu gelişmeler insanların tüm yaşam alanlarındaki süreçler üzerinde, iktisadi, ekonomik ve sosyal yaşam içindeki kurumsal yapılardan bireylere kadar daha önceki tercihlerinin değişimine neden olmuştur.
Özellikle son yıllarda ürün tasarımları dijital teknoloji destekli olmaya başlamış bu durum aynı zamanda ürün geliştirme ve yeni sektörlerin oluşması açısından büyük imkânların oluşmasını sağlamıştır. Yaşanan yoğun rekabet, kurumların stratejik hedeflerine ulaşmasında kayda değer zorluklar ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir.
Dijital teknolojinin ortaya çıkması ve yaygınlaşması sonucunda sosyo-teknik yapılarda, yeni kentleşme yapıları, yüksek hayat standartlarının oluşması, sivil toplum yapılarının oluşması gibi önemli değişimler yaşanmıştır. Birbirlerini hiç görmeyen milyonlarca insanın bir araya gelerek oluşturduğu sanal sivil toplum organizasyonları, birbirleri ile hiç fiziksel teması olmayan üretici ve müşteri ilişkileri, statik olan hayatın hareketlileşmesi ile daha dinamik toplumsal yapılar oluşmuştur.
Sonuç olarak bu çağa ayak uydurmak, bahsi geçen süreçleri anlayıp kendine mal eden değer üretebilecek bugün burada bulunan genç arkadaşlarımız gibi nitelikli ve değerli insan kaynağının yetiştirilmesi ile sağlanabilir.
Bir ülke değer üretemiyorsa dost ülkelerin yüz karası hegemonik düzene hevesli ülkelerin maskarası olmaya bir numaralı adaydır. Bu durum başta komşularımız olmak üzere Afrika, Orta Asya, Ortadoğu ve balkanlardaki bir takım ülkelerin durumunda açık seçik görüle bilmektedir. Ülkemizin de bu ülkelerin durumuna düşmemesi sizler gibi değer üretebilecek kapasiteye sahip değerli gençlerimizle mümkün olacaktır.
Sevgili Arkadaşlar
Mevlana Celalettin-i Rumi’nin dediği gibi,
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi olun
Şefkat ve Merhamette Güneş gibi olun
Kusurları örtmede gece gibi olun
Hiddet ve Asabiyette ölü gibi olun
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi olun
Hoşgörülülükte deniz gibi olun
Ya olduğunuz gibi görünün ya göründüğünüz gibi olun
Saygılarımla
Prof.Dr. Ertuğrul KARAÇUHA
Bilişim Enstitüsü Müdürü